"Çanakkale geçilmez!" Bu söz, yalnızca bir cepheyi değil, bir milletin bağımsızlığa olan inancını, vatan sevgisini ve fedakârlığını anlatır. 18 Mart 1915, Türk milletinin azim, cesaret ve birlik içinde yazdığı bir destanın adıdır.
Çanakkale’de yalnızca top tüfek değil, iman, vatan sevgisi ve kardeşlik vardı. Memleketin dört bir yanından gelen kahramanlar, ana kucağından şehadet şerbetine yürüdüler. Seyit Onbaşı’nın sırtladığı mermi, yalnızca bir top güllesi değil, milletin bağımsızlık azmiydi. Kınalı kuzular, “Ben gidip dönmezsem, vatan sağ olsun” diyerek cepheye koştu.
Çanakkale, milletimizin hürriyeti uğruna nelerden vazgeçebileceğini gösterdiği bir zaferdir. Bugün hür bir vatanda, bağımsız bir bayrağın altında yaşıyorsak, bunu Çanakkale’de can veren şehitlerimize borçluyuz. Onların emaneti olan bu vatanı, milli değerlerimize sahip çıkarak, birlik ve beraberlik içinde korumak boynumuzun borcudur.
Bu vesileyle, Çanakkale şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Çanakkale ruhu, sonsuza dek bu milletin damarlarında yaşamaya devam edecektir!